Mevzubahis vatansa gerisi teferruattır.


Yeni Türkçesi: ayrıntı. Türk Dil Kurumu (TDK) sözlüğü, cümlede içinde kullanımını şöyle örneklemiş: “Mustafa Kemal teferruat ile uğraşmayı sevmezdi (F. R. Atay)”. Ayrıntı, TDK’da şöyle açıklanıyor: Bir bütünün önemce ikinci derece olan ögeleri. Teferruat, tafsilat. Ayrıntı kelimesiyle ilgili, Nişanyan Sözlüğü’nün uyarısını aktarmalıyım: “Gezinti, kuruntu, sıkıntı vb. sözcüklerinden yanlış analoji yoluyla türetilmiş” olduğuna dikkat çekiyor bu uyarı: “bu sözcükler +In- ekiyle inşa edilmiş dönüşlü fiilden türer (gezin-ti). Oysa ayrınmak fiili anlamsızdır.” Görülen o ki, teferruatın yeni-Türkçeleştirilmesine pek özenilmemiş – “teferruattır” gözüyle bakılmış!


Evet, "Mevzubahis vatansa gerisi teferruattır…"

Türkçemizde farklı kültürden dilimize giren pek çok sözcük mevcuttur. Teferruat sözcüğü de farklı bir kültürden dilimize girmiştir. Bu kelimenin manası ve kökeni pek çok kişi tarafından merak edilmektedir. Bu yazımızda sizler için teferruat ne demek, teferruat ne anlama gelir, cümle içinde kullanımı nasıldır gibi soruların cevaplarını paylaştık.

Gündük konuşmalarda ilk kez duyulan sözcüklerin ne anlam taşıdığı her zaman merak edilmektedir. Teferruat sözcüğü de hem anlam hem de köken açısından merak edilen sözcükler arasındadır. Teferruat kelimesinin kökeni ve etimolojisi Arapça dilidir. Arapça frˁ kökünden gelen "tafarrūˁ" kelimesinden dilimize aktarılmıştır. Teferruat sözcüğü günlük konuşma dilinde sıklıkla karşımıza çıkan kelimelerden biridir. Hal böyle olunca çoğu insan teferruat nedir diye araştırma yapmaktadır.

Mevzubahis vatansa gerisi teferruattır

Büyük Atatürk'ün "Mevzubahis olan vatansa gerisi teferruattır" sözü bir süredir daha da anlam kazanmış durumda. Türkiye'yi içeriden ve dışarıdan kuşatmak isteyenlerin, diplomatik ve ekonomik yaptırımlar işe yaramayınca aparatları eliyle topla, tüfekle, tankla kuşatmayı gerçekleştirmek isteyenlerin hevesi her seferinde kursağında kaldı kalmasına ama motivasyonları hâlâ bitmedi.
Kişilikli dış politika, diklenmeden dik duran ama gerektiğinde dikliğini de dişini de gösteren diplomasisiyle Türkiye artık devler liginden hiçbir yere gitmeyeceğini gösterdi, göstermeye de devam ediyor. - Savaşı devam ederken bütün ülkelerin aksine her iki tarafın liderleriyle görüşebilen, bir denge politikasıyla savaşı sona erdirmek için aracı olan Türkiye'nin önemini dünden daha iyi anladı başta ve ABD. Ama yine de yapacaklarından geri durmadıklarını her fırsatta gösteriyorlar.
ve Finlandiya'nın tam da bu ortamda 'ya üyelik başvurusuna yönelik Türkiye'nin bakışını bizzat Başkan Erdoğan açıkladı. Bu ülkelerin üyeliği dünya barışına hizmet etmek bir yana MHP Lideri Devlet Bahçeli'nin de ifadesiyle "Batı tarafından yürütülen bir savaşın test sürüşü"dür.
Ukrayna ile ilgili süreç bir çözüme kavuşmadan NATO'nun genişlemesi yönünde atılacak her adım, var olan hassas dengeleri daha da sarsmaktan ve Rusya'yı provoke etmekten başka bir işe yaramayacaktır. Kaldı ki bunu talep eden her iki ülkenin de Türkiye'nin sınırlarının içinde ya da dışındaki güvenlik ve terör politikalarının tam tersi bir tutum izlemeleri, PKK, FETÖ dahil bütün terör örgütlerine kucak açmaları ve bu politikalarından henüz geri adım atmamaları, Türkiye'nin karşı duruşunda ne kadar haklı olduğunun bir göstergesidir.
Ekim 2020'de İsveçli mevkidaşıyla yaptığı basın toplantısı sırasında İsveçli bakanın "Türkiye'yi, Suriye'den çekilmesi için uyarıyoruz!" ifadesine çok sert tepki gösteren Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu'nun tokat gibi cevabı hâlâ hafızalardaki yerini koruyor: "Siz kimden aldığınız talimatla uyarıyorsunuz bizi? PKK veya Suriye, İsveç veya Avrupa'ya böyle bir yetki mi verdi? Türkiye'yi İdlib veya DEAŞ'tan temizlediği yerlerden de çıkması için uyarabiliyor musunuz? Tabii ki hayır. Çünkü Türkiye buralardan çekildiğinde 3 milyon mülteci sınır dışına çıkacak ve oradan Avrupa ülkelerine gelecek. Bunu istemezsiniz değil mi? PKK da, YPG de, PYD de teröristtir. Haksız yere dayanışma sizi kör eder."
İsveç o gün ne ise bugün de aynı. Dün terörist demediğine bugün de demediği gibi, desteklediği teröristlere hâlâ sahip çıkıyor. Siz bakmayın İP yönetiminin "İki ülkenin NATO üyeliğinin rehin alınması, diplomatik açıdan hesabı doğru yapılmamış sağlıksız bir yaklaşımdır" dediğine.
Türkiye'nin ne güvenliği pazarlık konusu yapılır ne de bize ayar vermeye çalışanlara alttan alan politikalarla eyvallah edilir. Büyük Atatürk'ün onurlu dış politika hedefinin izinde ve mevzubahis vatan olduğunda gerisinin teferruat kaldığı her yol doğrudur.

Mevlüt Karaya, Belediye Başkanı Yakup Odabaşı, MHP İlçe Başkanı Selçuk Dağlenere, HAS Parti İlçe Başkanı Yunus Aygünoğlu, Belediye Başkan Yardımcısı Murat Bölük, Belediye Meclis Üyeleri, İl Genel Meclis Üyeleri ve Gölbaşılı genç ülkücüler ile birlikte Gölbaşı vatandaşları katıldı.

Mevzubahis Vatansa, Gerisi Teferruattır
Açılış Konuşmasını yapan Gölbaşı Ülkü Ocağı Başkanı Ersin Pehlivan “Mensubu olmaktan gurur duyduğum Gölbaşı Ülkü Ocaklarının 5.

Mevzubahis vatansa gerisi teferruattır ..

Yazısında son günlerde yine sıkça terennüm edilmeye başlanan ‘söz konusu vatansa gerisi teferruattır’ hamasetini tartışmaya açan Mustafa Karaalioğlu, “Vatan, vatanı var eden değerlerle ayakta durur. Değerler teferruat sayılırsa o vakit vatan acıklı bir yurdun adı olur.” diyor ve hukukun merkezi önemini hatırlatıyor.

İslâmî dilde, teferruatın birinci anlamında gördüğümüz “dal, budak” anlam kökünden gelen furûat, aynı işlevi görüyor: ikinci derecede önemli olan, içtihada bırakılmış hususlar anlamındadır. Teferruat, bunun daha ‘seküler’ karşılığı. Yine de, “teferruatı hakikat olarak yaşama aldanışına düşmeme” uyarılarına rastlanabilir.

Mevzubahis vatansa gerisi teferruattır

Atatürk’ün “Söz konusu vatansa, gerisi teferruattır” sözü, vatanın her şeyden önce geldiğini ve vatanın varlığı söz konusu olduğunda diğer tüm unsurların ve çıkarların ikinci planda kaldığını vurgulamaktadır. Bu cümle, ulusal bağımsızlığın, egemenliğin ve halkın özgürlüğünün, kişisel ya da ideolojik çıkarların ötesinde en önemli değer olduğunu ifade eder.

“Gerçekte Türkiye’ye ne kalacak? En zengin ve en verimli bazı bölümleri de dahil eski Osmanlı İmparatorluğu’nun yarısı ellerinden alınacaktır. Boğazlar Müttefiklerce işgal edilecek ve bunun da parası Türklerden alınacak. İstanbul Padişah için bir gelir kaynağı olamayacak çünkü bu gelir Müttefik işgal kuvvetlerinin giderlerini karşılayacaktır...”


Mevzubahis Vatansa Gerisi Teferruattır

Şubat başında (tam da Türk Tabipleri Birliği yöneticileri gözaltındayken) yapılan bir haberde, sınırda görev yapan hekimlerden birinin: “Burada söz konusu vatansa gerisi teferruattır” dediği aktarılıyordu. Can değeri peşinde, her bir uzvun iç düzenindeki mikroskobik teferruata, ufak bir sinir seğirmesinin bize söyleyebileceklerini anlamaya ömürler yatıran bir meslekten söz ediyoruz.

Söz Konusu Vatansa Gerisi Teferruattır Peç Arma

"Mevzubahis vatansa gerisi teferruattır" sözü hem söz hem de söyleyen ağız olarak en çok cephede, içerde ve dışarda vatan savunmasında görev alan kahraman askerlerimiz ve güvenlik güçlerimize yakışmaktadır. Allah onları her şartta korusun…

Mevzubahis vatansa; gerisi teferruattır

"Söz konusu vatansa gerisi teferruat" sözü, ulu önderimiz Gazi Mustafa Kemal Atatürk'e aittir. Gazi Mustafa Kemal Atatürk bu önemli sözü Kurtuluş Savaşı zamanında söylemiştir. Söz konusu vatansa gerisi teferruat sözü "vatan uğruna savaşırken başka şeylerin ayrıntıdan ibaret olduğu, her şeyden önce vatan ve milletin geldiği" manasını taşımaktadır.

Mevzu bahis vatansa gerisi teferruattır

zihni hocam elbette, gerisini teferruta ceviren bu zihniyet ve uygulamalari bu fotograftan önce zaten vardi, ama fotograf yine de bu zihniyetin kendini yeniden tesis ettigi “bayram” gibi bir uygulamanin kendi icinden desifre olmasini gösteriyor sanki….